Sokakları denize çıkan şehirlerde büyüyen çocuklardık.
Ne ara bu kadar çıkmaza düştük, önümüzdeki okyanusa rağmen?
Kendi yarattığımız engellere takılıp kalmak ahmaklığından ne zaman vazgeçecegiz?
Yedek oyuncu gibi kenardan izlediğimiz hayatlara dokunmadan, sımsıkı topuz yaptığımız saçı açıp, esen rüzgara teslim etmeden, kravatı gevşetip vücudumuzu iyotla boyamadan nereye kadar devam edebiliriz ki?
Bunları düşünürken başımın üzerinden bir martı geçti..
Baktım martıya..
"Aptal aptal uçuyorsun martı!" dedim..
"Aptal aptal uçtuğumu düşünerek oturan bir aptalsın" dedi martı.
Sonra da kafama sıçtı..
Haklıydı..
Uçmayı öğrenmeliyim..
Yorumlar
Yorum Gönder